Ergen psikolojisinin babası olarak bilinen Hall’e göre insanlar ilkel dürtüleri ve ihtiyaçlarıyla hayvanlar dünyasının içine doğarlar. Ergenlikle birlikte ise adalet duyguları ve diğerlerine değer verme düşüncesini de geliştirerek uygar bir milletin ferdi olurlar. Kısacası yeniden doğarlar Hall, ergenin kendi arzu ve istekleriyle diğer insanların iyilikleri arasındaki dengeyi kuramadığı için fırtına ve stres yaşadığını düşünmüştür.

Freud da benzer şekilde, ergenlerde süperego engelinden dolayı id’in doyuma ulaşamamasından kaynaklanan bir çatışma olduğunu ifade eder.

Blos ise ergenlikte ikinci bireyselleşme sürecini tanımlamıştır. Ergen, içselleştirdiği ebeveyn süper-egosundan kurtulmaya çalışır yani bireyselleşme çabası içindedir. Bu süreçte Hall ve Freud’un da dediği gibi duygu-durumunda dengesizlikler yaşar ve ebeveynleriyle zıtlaşırlar
Lewin’e göre ise çocuklukla yetişkinlik arasında kalan genç, diğer insanların ondan beklentileriyle birden karşı karşıya kalır ve bu durumda sıkıntı yaratır. Aynı zamanda, ergenin yaşadığı fizyolojik değişiklikler onda olumsuz benlik algısına yol açarak bir duygusal dengesizliğe sebep olur.

Tüm kuramcıların da ortak düşüncesi olduğu üzere ergenlik bireyselleşmenin geliştirilmeye çalışıldığı dönemdir. Hall'ın fırtına ve stres ile tanımladığı bu döneme, Freud, ikinci oedipal krizi aşabilmesi ve ebeveynle oluşturduğu duygusal bağdan kurtulması; Blos, ikinci bireyselleşme süreci; Lewin ise grup baskısı ve yetişkin yaşamına geçişe zorlanma olarak ifade etmişlerdir.
Margeret Mead ise diğer kuramcılardan farklı olarak fırtına stres döneminin her ergende olmadığını bunun toplumun yapısına bağlı olduğunu savunmuştur. Kendisi Samoa'daki kız çocuklarının o bölgede cinsel baskı olmaması sebebiyle daha yumuşak stressiz bir ergenlik geçirdiklerini gözlemlemiştir. Margeret Mead'a göre ergen bireyin cinsel istekleri toplum kurallarıyla çatıştığı için birey stres yaşar.

Kendisi Samoalı Manu kültüründen genç kızlardaki ergenlik olgusunu, Amerika’da yaşayan genç kızlarla karşılaştırmış ve kişiliği belirleyenin genetik değil kültür olduğu yönünde etnografik veriler elde etmiştir. 1928 yılında bu çalışmasını Coming of Age in Samoa adlı kitapta yayınladı. Margaret Mead, birey ile kültürel örüntü arasındaki sıkı ilişkiyi, kişiliğin erken yaşlarda toplum tarafından biçimlendirildiğini ve batılı toplumlardaki özelliklerin evrensel olmadığını vurguladı. Yani ona göre fırtına ve stres dönemi bütün ergenler için geçerli evrensel bir şey değil kültüre özgü bir şeydi.

Evet ergenlik döneminde artık yetişkinliğe bir adım atmış oluyoruz ve cinsel arzularımız ortaya çıkıyor. Bu konudaki toplum baskısı nedeniyle stresli bir dönem yaşıyoruz. Peki toplumların cinselliğe karşı tutumu nasıl ve bunun sonuçları neler?
Kimi toplumlar cinselliği yasaklarken, kimi toplumlar cinselliğin şeytani ve kötü olduğunu savunur. Bazı toplumlar cinselliğe tolerans gösterirken bazı toplumlar ise cinselliği destekler.
Cinselliğin yasaklandığı veya şeytani görüldüğü toplumlarda ergen birey fırtına ve stres dönemi yaşarken cinselliğe tölerans gösterilen toplumlarda ise cinsel yolla bulaşan hastalıklar, kadınların metalaştırılması ve ergen hamileliği gibi sorunlar görülür. Ergen birey henüz hamileliğe hazır değildir ve doğum sonrası bebeğini besleyemeyebilir.
Cinselliğin desteklendiği toplumlarda ise insanlar cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve diğer çıkabilecek sorunlara karşı bilinçlendirilir ve bu sorunların önüne geçilmeye çalışılır.
Konuyu dini olarak ele alacak olursak:
İslam dininde zinanın haram ve suç olduğu Kur’an’da çeşitli ayetlerde ifade edilir. “Onlar/ Müminler, mahrem yerlerini günahlardan korurlar. Yalnız eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri ile ilişki kurarlar.” (Müminûn; 5-6)
Yahudilikte zina On Emir’de yasaklanmıştır. Nişanlı kızla zina durumunda recm uygulanacağı Tevrat’ta belirtilmekte, evli kadınla zina durumunda da öldürüleceği kaydedilmektedir.
Hristiyanlikta Kutsal Kitap evlilik öncesi her türlü ilişkiyi sıkı biçimde yasaklar. Bir adamın evli olmadığı bir kadını arzulaması da zina kapsamına girer. Matta 5:27-28 buna bir örnektir: "‘Zina etmeyeceksin’ dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, bir kadına şehvetle bakan her adam, yüreğinde o kadınla zina etmiş olur."
Bu sebeple cinsellikle ilgili sorunların çözümü için oruç tutulabilir, vücuda soğuk su dökmek suretiyle cinsel isteklere karşı koyulabilir ya da uygun koşullar sağlanarak evlenilebilir.
Kaynakça